Venezüella'nın Küba Büyükelçisi Adan Chavez ile Söyleşi - "Üçüncü Bir Yol Yok, Tek Yol Sosyalizm"

Turkish translation of A conversation of Alan Woods with Adan Chavez (April 18, 2005) Venezüella’nın Küba’daki Büyükelçisi, Chavez’in abisi, Bolivar Hareketi’nin yöneticisi ADAN CHAVES, 18 Nisan günü Venezüella’da beni kahvaltıya davet etti. Bu fırsattan yararlanarak kendisi ile kısa bir söyleşi yaptım.

ALAN WOODS: Bildiğim kadarıyla mütevazı bir aileye sahipsiniz. Aileniz hakkında birkaç şey söyleyebilir misiniz?

ADAN CHAVES: Şüphesiz, ben Venezüella’nın batısındaki Los İlanos bölgesinde bulunan Estado Barinas’lıyım. Bir tarım bölgesidir. Temel geçim kaynağı hayvancılıktır. Annem ve babam öğretmendiler. Şimdi emekli oldular. Babam 1998’den beri yönetici. Altı erkek kardeşiz, en büyükleri benim.

A .W : Politikaya nasıl girdin? A .Ch : 16 yaşımdayken, askeri, keskin, Marksist-Leninist bir örgüt olan MİR (Şili) ile ilişki kurdum. Orada başladı benim politik şekillenmem ve devrimciliğim. 3 yıl sonra bu örgüt dejenere olmaya başlayarak iki fraksiyona bölündü. Bir kısmı “Yeni alternatif” adıyla bir partiye dönüşürken, diğer kısmı MİR adıyla devam etti. Her iki kısmada katılmamaya karar verdim. Revizyonistler ile anlaşamıyordum. Kitleler ile gerçekten bağ kurabilen devrimci bir parti kurmak gerektiğini düşünüyordum.

A .W : O halde ne yaptın?

A .Ch: Bir grup genç olarak üniversitede çalışmaya başladı. Venezüella Devrimci Partisi’ne (PRV) girinceye kadar bir buçuk yılı böyle geçirdik. İllegal bir parti idi .Ünlü gerilla Douglas Bravo tarafından yönetiliyordu. Bizler partinin şehir gerillaları idik. Parti gizli yapısı nedeniyle kitleler ile bağını geliştiremiyordu. Ayrıca parti çok dogmatik ve sekterdi, aynı MİR gibi yönetildi ve bitirildi. Devrimci bir hareketi başarıya ulaştırmak ve halkın desteğini alabilmek için, halk kitlelerinin, içinde etki yaratacak güçlü bir kuvvete sahip olmamız ve ordunun desteğine güvenmemiz gerekiyordu. Bu sırada kardeşim Hugo Chavez orduda çalışmaktaydı. Ülkenin içinde bulunduğu durumdan memnun olmayan ve onu değiştirmeyi düşünen ilerici, yurtsever subaylardan küçük grup oluşturdu. Kardeşimin bu grup içinde bulunduğunu parti yöneticilerine haber verdim ve iki kısım arasında bir ilişki kuruldu. Hugo Chavez’in ayrıca diğer sol gruplar ile de ilişkisi vardı. Her ne kadar PRV bitiyor ise de yeni oluşan bu hareketi de tanımak gerektiğini düşünüyordum. Ben yeniden örgütsüz, kendine özgü bir gerilla olarak kalmıştım. Ama yurtsever subaylar ile ilişkilerimizi devam ettirdik ve yapabileceğimiz yardımları esirgemedik. Okuyorlardı, tartışıyorlardı. Sonuçta sivil-asker birleşerek Simon Bolivar-Simon Rodriguez-Ezequiel Zamora’nın devrimci ideallerini geri getirmeye karar verdiler. Böylece “Devrimci Bolivar Hareketi-200 (MBR-200)” yaratılmış oldu.

A .W : Ama, sen bir Marksist değil misin?

A.Ch : Elbette

A.W : O halde, Devrimci Bolivar Hareketi’nin içinde Marksizimi nasıl görebiliyorsun?

A.Ch: Marksizm’in doğruları ile , S. Bolivar, S. Rodriguez, E.Zamora’nın doğrularını değiş –tokuş ederek toplumumuza uyarlamak zorundaydık ki bunlar zaten, aynı tarzda şeylerdir. Marksizm’in bilimsel metodu gereksinmedir. Biz bir hareketi, üç köklü bir ağacın temeline oturttuk. S. Bolivar, S. Rodrigues, E. Zamora . Eğer sen bunları okumuş olsaydın Marksizm ile kesin olarak çelişmeyeceğini hemen anlardın. Onlar bağımsızlığın, eşitliğin, demokrasinin, insanlığın prensiplerini savunuyorlardı.

A.W: Bu prensipleri gelişmiş kapitalist sistemin altında sürdürmek mümkün değil mi?

A .Ch: Kişisel olarak ben, düşünüyorum ki, hayır.. Başkan sosyalizm ve kapitalizm arasında ‘üçüncü yol olarak’ adlandırılan tercihi dikkate alıyordu ki onu deniyoruz. Ama Başkan son aylarda ‘kapitalizm köleliktir, Devrimci Bolivar Hareketi için üçüncü bir yol yoktur sosyalizme gitmek zorundadır’ dedi. Bu sonuç hiç tesadüf değildir…Bu ürüne tartışmaların, müzakerelerin, deneyimlerin ve somut durumun derin analizinden ulaşıldı. Ve de Başkan’ın söylediği gibi sosyalizm yolunu tercih etmek zorundayız. Bolivar devrimi için üçüncü bir yol yoktur. Biz bunun farkına vardık. Sosyalist sistemde insan sermayeden önce gelir. Bu açık-berrak .Ancak sosyalizmin ilkelerini koşullara uyarlamak gerekir. Tabi ki Başkan, bunun dışındaki formüllerin önemli olmayacağını söylemek istemiyor.

A.W : Sanıyorum ki benim “Hak ve Devrim” adlı kitabımı okuyorsun. Onun hakkındaki fikirlerini bana söyleyebilir misin. Bütün samimiyetinle konuşabilirsin!

A.Ch: Bana mükemmel bir kitap gibi göründü. Onu henüz bitirmedim. Ama bende “Marksist felsefenin doğaya uygulanmış bir analizinin, tartışıldığı izlenimini” bıraktı. Ben bir fizikçiyim ve bu bana olağan üstü ilginç göründü. Evrenin kökeni hakkında yazıyorsun ki bütün bunlar, benim çok ilgimi çeker ve beni daima çok heyecanlandırır. Evrenin yeterince ihmal edilmişliği ise çok üzücü.

A.W: “Hak ve Devrim Kitabımın Küba basımı çıkmak üzere, onu tanıtmakta bana yardım edeceğini umuyorum.

A.Ch.: Bir zevk, büyük onur olurdu.

A.W: “Venezüella’nın dışarıdaki elleri (Manos fuera de Venezuella)” adıyla, devrim ile dayanışma kampanyası organize ettiğimizi biliyorsun. Şu anda dünyada 30’dan fazla ülkede aktif durumda. Bu konu hakkındaki düşüncelerin nelerdir?

A.Ch: Bana çok önemli bir girişim gibi görünüyor. Devrimci Bolivar Hareketine karşı süren, medyanın iftira kampanyasına, karşı koymak için mücadele ettiğini görüyorum. Kampanyanın dünya halkları arasındaki birliği ve dayanışmayı temsil ettiğini ve de bu yardıma Venezüella’nın layık olduğunu düşünüyorum.”

CRM-El Militante-19.Nisan.2005

Atiye Parılyıldız tarafından İspanyolca aslından Türkçe’ye sendika.org için çevrilmiştir.